Günümüz toplumunda gençlerin karşılaştığı tehlikeler her geçen gün artıyor. Bu tehlikelerin başında alışılmışın dışındaki sosyal oyunlar geliyor. Özellikle baronlar tarafından yönlendirilen 'torbacı çocuk' oyunu, gençleri suça teşvik eden bir araç haline geldi. Gençlerin psikolojilerinden yararlanarak onları manipüle eden bu oyunlar, dikkat edilmesi gereken bir tehdidi gözler önüne seriyor. Peki, bu oyunlar nasıl işliyor ve gençler üzerinde ne gibi etkiler yaratıyor? İşte bu soruların yanıtları.
‘Torbacı çocuk’ oyunu, öncelikle sokaklarda oynanan ve çoğunlukla gruplar arasında geçen bir sosyal etkinlik olarak başlıyor. Ancak bu oyunun iç yüzü çok daha karanlık. Gencin, lider baronlar tarafından seçilmesi ve grup içinde belirli bir rol üstlenmesi beklentisi, onu hem sosyal hem de ekonomik baskı altında bırakıyor. Aslında bu, bir çeşit yeni nesil pisliklerin, gençlerin zihnine yerleştirilmesidir. Gençler, kendilerini birer gangster gibi görmeye başlarken, baronlar bu durumu kendi lehlerine kullanıyor. Bu gençlerin suç dünyasına adım atmalarına sağladıkları zemin, her geçen gün daha da genişliyor.
Oyunların sıradanlaşması, gençlerde 'normal' algısını değiştirmeye başladı. Birçok genç, bu oyunun bir parçası olarak gördükleri davranışları normalleştiği için karşı çıkmayı unuttular. Sosyal medya üzerinden yaygınlaşan bu tür oyunlar, hızlı bir şekilde daha fazla genç bireye ulaşmakta ve onları suça sürüklemekte. Rehberlik ve destek mekanizmalarının yokluğu ise gençlerin kendi başlarına bu sorunla başa çıkmalarını imkansız hale getiriyor. Gençler, oyun aracılığıyla kazandıkları hız ve ‘itibar’ için risk almaktan çekinmiyor. Bu durum, onlara hem maddi kazanç sağlamanın yanı sıra, psikolojik bir meydan okuma olarak görülüyor. Ancak sonuçları genellikle yıkıcı oluyor; aileler, toplum ve bireyler derin yaralar alıyor.
Gençleri hedef alan bu tür tehlikeleri önlemek adına toplumun her kesimine önemli görevler düşüyor. Eğitim sistemlerinden başlayarak ailelere, sivil toplum kuruluşlarına kadar herkesin bu konuda duyarlı olması gerekiyor. 'Torbacı çocuk' gibi oyunların önüne geçmek, sadece yasadışı unsurlarla değil, eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri ile mümkün. Toplum olarak gençlerimizi bu tür yozlaşmalardan korumaya yönelik mekanizmalar geliştirmeli ve onlara destek olmalıyız. Unutulmamalıdır ki, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi bu tür karanlık dünyalara kaptırmamak, hepimizin ortak sorumluluğudur.