Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) son açıklamaları ve ekonomik göstergelerde görülen değişiklikler, faiz indiriminin kapısının aralanıp aralanmadığı sorusunu gündeme getirdi. Ekonomistler, Merkez Bankası'nın enflasyondaki düşüş beklentisi ve ekonomik dengelenme süreçlerine vurgu yapmasıyla birlikte, faiz indirimi ihtimalinin giderek güçlendiğini belirtiyor. Özellikle enflasyon oranlarındaki iyileşme sinyalleri ve ekonomik aktivitedeki toparlanma, faizlerin ilerleyen dönemlerde indirilebileceği yönünde beklentileri artırdı.
Bazı ekonomistler, enflasyondaki yavaşlama eğiliminin, TCMB'yi önümüzdeki dönemde bir faiz indirimine yönlendirebileceğini ifade ediyor. Enflasyonun kontrol altına alınması durumunda, Merkez Bankası’nın faiz oranlarını düşürerek ekonomiyi daha da canlandırmayı amaçlayabileceği düşünülüyor. Yüksek faiz oranlarının, ekonomik büyümeyi sınırlayan bir etken olduğu ve tüketici harcamaları ile yatırım iştahını olumsuz etkilediği biliniyor. Bu nedenle, faizlerin düşmesi durumunda kredi maliyetlerinin azalacağı ve ekonomide canlanma yaşanabileceği beklentisi hâkim.
Ancak bazı uzmanlar, faiz indirimi konusunda dikkatli olunması gerektiğine vurgu yapıyor. Özellikle küresel piyasalarda faiz oranlarının yüksek seyretmesi ve gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye çıkışı riskleri göz önüne alındığında, aceleci bir faiz indiriminin ekonomik istikrara zarar verebileceği belirtiliyor. Bu noktada, TCMB'nin enflasyon dinamiklerini göz önünde bulundurarak temkinli bir politika izlemesi gerektiği ifade ediliyor. Küresel piyasalarda merkez bankalarının sıkılaştırıcı para politikalarına devam etmesi, Türkiye'nin de bu politikaya uygun adımlar atmasını gerektirebilir.
Ekonomistlerden Ahmet Kaya, "Faiz indiriminin kapısı aralanmış olabilir, ancak bunun ne zaman ve ne ölçüde olacağı, enflasyon verilerine ve kurdaki hareketlere bağlı" diyerek, faiz indirimi konusunda acele edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kaya, ekonomik göstergelerde görülen iyileşmelerin dikkatle izlenmesi gerektiğini ve enflasyon oranlarının kalıcı bir şekilde düşmesi halinde faiz indirimi için uygun ortamın oluşabileceğini belirtti. Diğer taraftan, döviz kurlarındaki istikrarın korunması ve yabancı yatırımcıların Türkiye piyasalarına güveninin sürdürülebilmesi için, faiz politikalarının titizlikle belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Ekonomistlerin genel beklentisi, Merkez Bankası'nın önümüzdeki birkaç ay içinde enflasyondaki düşüşün kalıcı hale geldiğine kanaat getirmesi durumunda, kademeli olarak faiz indirimi yapabileceği yönünde. Bu indirimlerin, tüketici harcamalarını artırabileceği ve yatırım ortamını iyileştirebileceği ifade ediliyor. Ancak bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, ani faiz indirimlerinin döviz kuruna ve finansal istikrara olumsuz etkilerde bulunmaması.
Sonuç olarak, Merkez Bankası'nın son mesajları, faiz indirimi olasılığının kapısını aralamış gibi görünüyor. Ekonomistler, bu olasılığın gerçekleşebilmesi için enflasyon oranlarında belirgin bir düşüş ve ekonomik dengelenmenin sürdürülebilir hale gelmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası'nın alacağı kararlar ve ekonomik veriler, faizlerin düşüp düşmeyeceğini belirlemede kritik öneme sahip olacak. Ekonomik göstergeler olumlu yönde seyretmeye devam ederse, yıl sonuna doğru kademeli bir faiz indirimi mümkün olabilir ve bu da ekonomik büyümeye katkı sağlayabilir.