İstanbul’un tarihi semtlerinden Fatih, 18 Ekim 2023 tarihinde meydana gelen bir depremle sarsıldı. Merkez üssü yerin derinliklerinde bulunan bu sarsıntı, büyük paniğe yol açtı ve kötü haberler ardı ardına geldi. Deprem sonrası çöken bir bina, hem can kaybı hem de yaralı sayısında artışa neden oldu. Şehirde gündelik yaşamı kesintiye uğratan bu olay, halkın güvenliğini yeniden sorgulamasına sebep oldu. Peki, bu yapıların güvenliğini kim kontrol ediyor? Deprem güvenliği neden bu kadar önemli? İşte detaylar...
Geçtiğimiz günlerde meydana gelen deprem, İstanbul’un birçok semtinde hissedildi. Çökme olayının yaşandığı bina, en az 40 yıllık bir yapının olduğu belirtiliyor. Deprem sonrasında yerel yönetim ekipleri, hasar tespit çalışmalarına hızla başladı. Çöken binanın altında kalan insanlar için arama kurtarma çalışmaları sürdürülürken, yaralılar hastanelere sevk edildi. İlk belirlemelere göre, olayda 3 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi ise yaralandı.
Çöken binanın inşaatı ve son dönemdeki yenileme çalışmaları da inceleniyor. Uzmanlar, şehirdeki yapıların sağlamlık durumuyla ilgili genel bir bilgilendirme yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Depremin ardından birçok binanın güvenlik değerleri tekrar gözden geçirilmeli, gerektiğinde güçlendirme ya da yıkım kararı alınmalıdır. Zira İstanbul gibi büyük bir şehirde, depreme dayanıklı yapıların inşa edilmesi hayati bir önem taşımaktadır.
Yaşanan bu olayın ardından vatandaşlar büyük bir üzüntü ve korku içerisinde kurtarma çalışmalarını yakından takip etti. Fatih Belediyesi ve AFAD, bölgeye gelerek hızlı bir şekilde müdahale etti. Halk arasında meydana gelen panik, depremin büyüklüğüne bağlı olarak artış gösterdi. Pek çok kişi, sarsıntı sonrası güvenli bölgelerde toplanmaya başladı. Bununla birlikte, bu tür olayların aslında İstanbul’un deprem kuşağında yer almasından kaynaklandığı biliniyor.
Vatandaşlar, özellikle eski binaların kontrol edilmesi ve güvenlik standartlarına uymayan yapıların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladılar. Genel olarak, Türkiye’nin deprem gerçeği ile yaşamak zorunda olduğunun bilincindeler. Ancak, herkesin aklında bir soru var: "Bu kadar yıldır neden yeterli önlemler alınmadı?"
Şu an için binalarda ilgili tüm denetimlerin sıkı bir şekilde yeniden yapılması gerekmektedir. Yapıların eski malzemeden yapılmış olması ve gereken yönetmeliklere aykırı inşaat süreçlerinin yaşanması, bu tür felaketlerin önünü açıyor. Dolayısıyla, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bu konudaki çalışmalarını artırması gerekiyor.
Fatih’te meydana gelen bu yıkım, sadece bir bina ile sınırlı değil. Aynı zamanda, İstanbul’un genelinde hissedilen bir tehditin ve yapı güvenliğinin ne kadar ciddi olduğu gerçeğini de gözler önüne seriyor. İlerleyen günlerde, bu konudaki inceleme ve raporların tamamlanmasıyla, olayın bir daha yaşanmaması için hangi adımların atılması gerektiği netleşecektir.
Sonuç olarak, yaşanan bu acı olay, yine halkın bir araya gelerek birlikte hareket etmesinin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Herkesin yardımlaşmayı ve dayanışmayı öncelik haline getirmesi, gelecekte benzer felaketlerin etkisini azaltmak için elzemdir. İstanbul gibi büyük bir şehirde, deprem gerçeği ile barışık, sağlam yapılar inşa etmek ve bu konuda toplumsal bir bilinç yaratmak, en önemli hedef olmalıdır.