Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis, beklenmedik bir şekilde hayatını kaybetti. Bu gelişme, sadece Katolik toplumu için değil, tüm dünya için büyük bir kayıp olarak değerlendirildi. 86 yaşında hayata gözlerini yuman Papa Francis, özellikle hoşgörü, beraberlik ve sosyal adalet konularındaki görüşleriyle tanınıyordu. Sahip olduğu karizma ve yenilikçi yaklaşımıyla, geride bıraktığı miras, birçok insanın kalbinde yer edecektir.
Papa Francis, Jorge Mario Bergoglio adıyla 17 Aralık 1936'da Arjantin'in Buenos Aires kentinde doğdu. Papalık görevine 13 Mart 2013 tarihinde, 266. Papa olarak seçilmesiyle başladı. Papa Francis, Papalık tarihindeki ilk Latin Amerikalı ve Jesuit gelenekten gelen ilk Papa olma özelliğini taşıyordu. Göreve geldiği günden itibaren, Kilise'yi modern dünya ile buluşturma görevini üstlendi. Özellikle yoksulluk, göç ve iklim değişikliği gibi konularda gösterdiği duyarlılık, ona uluslararası alanda saygı kazandırdı.
Papa Francis, başka dinlere ve inançlara saygı gösterilmesi yönündeki tutumuyla da dikkat çekti. 2016 yılında, Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen bir toplantıda İslam ve Hristiyanlık arasındaki diyaloğun önemini vurgulamış, çeşitli dinlerin mensuplarıyla bir araya gelerek farklılıkların barış içinde bir arada yaşamasının mümkün olduğunu göstermeye çalıştı. Bu türden açılımları, Kilise’nin tarihinde bir devrim niteliği taşıyor.
Papa Francis'in beklenmedik vefatı, dünya genelinde derin bir üzüntü yarattı. Birçok ülkenin liderleri, sosyal medya üzerinden başsağlığı mesajları yayımladı. Vatikan'daki törenlerin yanı sıra, farklı ülkelerde anma etkinlikleri düzenlenmeye başlandı. Katolik kiliseleri, Papa’nın hatırasını yaşatmak amacıyla dualar etmekte ve kutsal ayinler düzenlemektedir.
Uluslararası toplum, Papa Francis'in sosyal adalet, barış ve insan hakları konusundaki çabalarına da vurgu yaparak, onun mirasının ne denli önemli olduğunu belirtmektedir. Birçok insan, Papa’nın sevgi dolu mesajlarının, dünya üzerindeki şekli ve toplumsal ilişkiler açısından nasıl bir değişim yarattığını dile getirmektedir. Farklı inançlara, kültürlere ve yaşam tarzlarına saygı gösteren bir lider olarak anılan Papa, ileride de anılarımızda yaşamaya devam edecektir.
Papa Francis'i anarken, sağlık sorunları ve yaşı itibarıyla vefatının beklenen bir durum olduğu ifade edilse de, onun düşünsel ve ahlaki mirası, dünya genelinde milyonlarca insana ilham kaynağı olmuştur. "Önceliğimiz her zaman insan olmalı" sözleri, onun felsefesinin bir özeti gibidir. Katolik dünyası için bu kayıp derin bir yalnızlık hissi doğurmakta; diğer inançlardan insanlar da bu acıyı paylaşmaktadır.
Şimdi gözler, Papa Francis'in ardılı olacak yeni papaya çevrildi. 266. Papalık görevini devralacak olan yeni liderin, Francis kadar insanlara ilham ve umut verebilmesi umuluyor. Papa Francis’in mirasıyla birlikte, yeni bir dönemin kapısının aralanıp aralanamayacağı ise merakla bekleniyor. Geriye yaslandığımızda, bu liderin barış, sevgi ve adalet için verdiği mücadelenin izlerini unutmamak, onun deyimiyle “dünyayı sevgiyle örmek” için bir fırsat sunmakta.
Papa Francis’in anısını yaşatmak adına, din, dil, inanç ayrımı gözetmeksizin tüm insanlığın bir araya gelmesi gerektiği vurgulamaktadır. Bu vesileyle, onun hayatına ve mirasına duyulan özlem her geçen gün daha da artmaktadır. Düşünceleriyle, eylemleriyle ve duruşuyla tarihe adını altın harflerle yazdıran Papa Francis, her daim kalbimizde yaşayacaktır.