Sosyal medya, gençlerin hayatındaki en önemli araçlardan biri haline gelmiş durumda. Her gün milyonlarca ergen, birbirinden ilginç ve dikkat çekici içerikleri paylaşmak için platformlara akın ediyor. Ancak bu eğilim, bazı tehlikeli trendlerin de ortaya çıkmasına yol açıyor. Sosyal medya fenomenleri tarafından başlatılan bazı akımlar, gençler arasında heyecan verici bir mücadele olarak görülse de, sonuçları ciddi ve yıkıcı olabiliyor. Bu yazıda, sosyal medyada öne çıkan bu tehlikeli trendleri ele alacak ve bunların ergenler üzerindeki etkilerini inceleyeceğiz.
Son yıllarda sosyal medya, gençler arasında popüler hale gelen bir platform olmakla kalmayıp, aynı zamanda tehlikeli ve aşırı davranışların yayıldığı bir mecra haline geldi. TikTok gibi platformların artışı, kısa videoların yayılarak hızlı bir şekilde viral hâle gelmesine olanak tanıyor. Bu durum, gençlerin gözünde bazı davranışların "havalı" veya "trend" olarak kabul edilmesini sağlıyor. Ancak bu "havalı" görünen içeriklerin arka planında ciddi sonuçlar doğurabilecek tehlikeler yatıyor.
Örneğin, bazı viral trendler, gençlerin fiziksel sınırlarını zorlamalarını teşvik ediyor. Alkol tüketiminden madde bağımlılığına kadar birçok riskli davranış, sosyal medyada gençler arasında yaygınlaşabiliyor. Bu durum, gençlerin sosyal statülerini artırma çabasıyla birleşince, daha da tehlikeli bir hâl alıyor. Gençler, sosyal medyada dikkat çekmek ve beğeni almak için sınırlarını zorlayarak tehlikeli davranışlara yöneliyorlar. Örneğin, "Havalı Mavi" isimli akım, gençlerin belirli bir mavi maddesi tüketimini teşvik ederken, bunun sonucunda meydana gelen sağlık sorunları göz ardı ediliyor.
Sosyal medya fenomenleri, gençler için önemli birer rol modeli hâline gelmiş durumda. Gençler, ikonik figürleri taklit ederek, onlarla aynı yaşam tarzına sahip olma arzusu güdüyorlar. Bu durum, bazen sorumsuz davranışların yayılmasına yol açabiliyor. Özellikle, influencer'ların sağlık ve güvenlik konusundaki kaygıları göz ardı etmesi, gençler üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor. Hedef kitlelerine ulaşmak için tehlikeli ve abartılı içerikler paylaşan fenomenler, gençlerin hayatına zarar verebilir durumda. Örneğin, "Sıcak Su Meydan Okuması" adı verilen bir akım, gençlerin kaynar su dökerek birbirlerine meydan okumalarını içeriyor. Bu tür içerikler, kazalara ve ciddi yaralanmalara yol açabiliyor.
Aynı zamanda, sosyal medya platformlarının bu tehlikeleri önlemek için yeterince önlem almadığı da ortaya çıkan bir başka sorun. Gençlerin takip ettiği içeriklerin kontrolsüz bir şekilde yayılması, sadece fiziksel değil, psikolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Ergenler, sosyal medya baskısı nedeniyle kaygı, depresyon ve diğer ruh sağlık sorunları yaşarken, içinde bulunduğumuz dijital çağda bu durumlar daha da yaygın hale geliyor. Sosyal medya kullanımı ve sağlıklı yaşam dengesi kurmak, ergenlerin yaşamlarında aslında kaçınılmaz bir gereklilik olmalı.
Sosyal medyanın ergenler üzerindeki etkileri ve getirdiği tehlikeler, ebeveynler, eğitimciler ve sağlık uzmanları için büyük bir önem taşıyor. Bunun önüne geçmek için aileler, çocuklarının sosyal medya kullanımını kontrol altına almalı ve onlarla bu platformların sunduğu içerikler hakkında açık bir diyalog kurmalıdır. Eğitimciler, gençlerin dijital okuryazarlığını artırmak için müfredatlarına sosyal medya etiketi ve bunların sonuçları hakkında daha fazla bilgi eklemelidir.
Sonuç olarak, sosyal medyada gençler arasında popülerleşen bu tehlikeli trendler, sadece bireysel sağlıklarıyla sınırlı kalmamalı. Toplum olarak bu konuları masaya yatırmak, gençlerin güvenli bir çevrede büyümelerini sağlamak için elzemdir. Gençlerin, sosyal medya üzerinden etkilenmemeleri ve sağlıklı seçimler yapmaları için bilinçlenmeleri gerekmektedir. Sosyal medya, bilgi akışının hızlandığı ve etkileşimlerin arttığı bir ortam sunarken, dikkatli olunmadığında tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Unutulmaması gereken en önemli nokta, hayatın en değerli hazinesi olan gençlerin, kendi sağlığının ve güvenliğinin farkında olmaları gerektiğidir.